Mesut Öner, Eğitim-Bir-Sen Manisa Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında ‘Dünyada ve Türkiye’de Öğretmen Yetiştirme, İstihdam ve Mesleki Gelişim Politikaları’ raporunu açıkladı.
Eğitimin, yeni bir toplumun inşası ve geleceğimizi emanet edeceğimiz nesillerin yetiştirilmesi için önemsenmesi gereken temel kurum olduğunu vurgulayan Öner, “Toplumun diğer sosyal kurumları ile barışık, toplumsal taleplere cevap üretebilen, sosyal ve ekonomik alanda yaşanan değişimlere ayak uydurabilen, kapsayıcı ve eşitlikçi eğitim sistemleri, toplumların yükselmesinde ve müreffeh hale gelmesinde etkin rol almaktadır.” şeklinde konuştu.
“Öğretmen eğitim sisteminin en önemli aktörüdür”
Eğitim-öğretim ve bilim hizmet kolunun yetkili sendikası olarak, Türkiye’nin en stratejik ve en hassas meselesinin eğitim olduğuna inandıklarını dile getiren Öner, “Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasal alanda küresel bir aktör olabilmesi, toplumsal uzlaşma ve demokrasi kültürünün gelişmesi için eğitimin en önemli mesele olduğunu düşünüyoruz. Bir ülkedeki eğitim sisteminin niteliğini, kalitesini ve gücünü doğrudan etkileyen en önemli aktör şüphesiz ki öğretmenlerdir. Çünkü öğretmenler, eğitim sistemi içinde sahada politika ve stratejileri uygulayan, uygulama sonuçlarını gözlemleyen, aksayan yönlerin tespitini yapma imkanına sahip olan; bir ülkede belirlenen eğitim politikalarını gerçekleştiren ve somutlaştıran en önemli aktördür. Dolayısıyla eğitim sistemi içindeki bu aktif rolü en başarılı şekilde gerçekleştirecek tarzda nitelikli ve donanımlı öğretmenlerin yetiştirilmesi, yetişen öğretmenlerin istihdam edilmesi ve bu konudaki arz ve talep ilişkisinin dengeli bir şekilde yürütülmesi, eğitim sisteminin başarısı için bir zorunluluktur.” dedi.
Eğitim sisteminin kalitesi için öğretmenin vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Öner, “Başarılı kişileri eğitim sistemine kazandırabilmek için, başarılı ve öğretmenliğe yatkın öğrencilerin seçici bir sistem ile hizmet öncesi eğitim programlarına kabul edilmesi, kabul edilen adayların kaliteli bir hizmet öncesi programı ile eğitilmesi ve bu programlardan mezun olanların istihdam edilmesi gerekmektedir. Öğretmenlerin yetiştirilmesi hususu, hizmet öncesi eğitim, mesleki gelişim, adayların göreve başlama süreci, yeni öğretmenlere verilen destek ve öğretmenlerin değerlendirilme süreçlerini içermektedir. Kaliteli bir eğitim sistemi tesis etmek için öğretmen yetiştirme sisteminin iyi bir şekilde kurgulanması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
Raporda yer alan öneriler
Öner, raporda yer alan önerilerden bazılarını ise şöyle sıraladı:
“Öğretmen yetiştirme sisteminde son yıllarda kararların sık değiştiği dikkate alındığında, öncelikle Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversiteler arasında güçlü bir koordinasyon sağlanmalıdır. Öğretmen yetiştirme, atama ve mesleki gelişim süreçleri bir bütün olarak göz önünde bulundurulmalı; tüm paydaşlar (MEB, YÖK, üniversiteler, sendikalar vb.) birlikte çalışmalı, tartışmalı, alınan kararlar şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılarak istikrarlı bir sistem kurulmalıdır. Öğretmenlik mesleğinin statüsü, öğretmenlerin hakları, sorumlulukları, mesleki yetkinlik ve yeterlikleri ile mesleki özerkliklerine ilişkin hususlar, daha fazla zaman kaybedilmeden, meslek kanunu ile düzenlenmelidir. En başarılı gençleri öğretmenlik mesleğine çekmek ve bu kişilerin meslekte kalmalarını sağlamak için öğretmenlik mesleği daha cazip hale getirilmelidir. Bunun için, eğitim fakültelerine ayrılan kontenjanlar daha dikkatli izlenmeli, boş kalan ve ihtiyaç olmayan alanlar yerine, ihtiyaç duyulan alanlara yönelim artırılmalıdır. Öğretmen yetiştirme ile ilgili bir karar alınacağı zaman 400 bini aşkın atama bekleyen öğretmen adayı dikkate alınmalıdır. Ayrıca, öğretmen maaşları artırılmalı, kariyer sistemi kurulmalı, mesleki özerklik geliştirilmeli, öğretmenlerin lisansüstü eğitim yapmaları teşvik edilmelidir. AB ve OECD ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye’de öğretmen yetiştirmede ilk kademelerde eş zamanlı sistem kullanılmaya; özellikle lise kademesinde ardışık ve eş zamanlı sistem birlikte kullanılmaya devam etmelidir. Ayrıca, dünyadaki eğilimlere paralel olarak öğretmen yetiştirme sürecinde lisans düzeyinden yüksek lisans düzeyine geçiş konusunda çalışmalara başlanmalıdır. Öğretmen yetiştirme programlarının içeriği, araştırma ve uygulama temelinde güncellenmelidir. Eğitim fakültelerinin öğretim elemanı ihtiyacı karşılanmalı ve altyapıya ilişkin eksiklikler tamamlanmalıdır. Ayrıca, okul uygulaması süresi artırılmalı ve 100 güne çıkarılmalıdır. 2016 yılından itibaren uygulanan sözleşmeli öğretmenlik ile sözlü sınav uygulaması bir an önce kaldırılmalıdır. Dezavantajlı bölgelerde öğretmenleri istihdam etmek için cebrî yöntemlerden vazgeçilmeli, teşvik edici mekanizmalar geliştirilmelidir. Örneğin, söz konusu bölgelerde çalışacak öğretmenlere ek ücret verilmesi, hizmet puanlarının artırılması, çalışma süresi bittikten sonra istediği bölgedeki bir okula atamasının yapılması gibi. Yeni öğretmenlerin ilk ataması, kendilerine destek verecek ve mentorluk yapacak tecrübeli öğretmenlerin olduğu okullara yapılmalıdır. Öğretmenlerin lisansüstü eğitime katılmaları desteklenmelidir. Bunun için sadece ders döneminde değil, tez döneminde de öğretmenlere izinler verilmeli, alanı ile ilgili ulusal ve uluslararası konferans, sempozyum ve kongrelere katılmaları teşvik edilmeli, izin süreçleri kolaylaştırılmalı, seyahat ve katılım ücretleri konusunda öğretmenlere destek olunmalıdır. Hizmet içi eğitim faaliyetlerinin daha etkin bir şekilde yürütülmesi için, eğitim faaliyetleri, katılımcıların ihtiyaçları, istek ve beklentileri doğrultusunda planlı ve sistemli olarak düzenlenmelidir. Hizmet içi eğitime katılacak öğretmenler desteklenmeli; katılım, ücret, terfi, atama gibi yollarla teşvik edilmelidir.”
3.SAYFA
25 Aralık 2024SPOR
25 Aralık 20243.SAYFA
25 Aralık 2024SPOR
25 Aralık 2024SPOR
25 Aralık 20243.SAYFA
25 Aralık 20243.SAYFA
25 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.